

Her insan zaman zaman yoğun duygular yaşar. Kaygı, korku, üzüntü, suçluluk ya da öfke… Bu duyguların altında çoğu zaman otomatik düşünceler yer alır.
“Yeterince iyi değilim.”
“Ya hata yaparsam?”
“Kimse beni önemsemiyor.”
Bu düşünceler fark edilmeden tekrarlandıkça, kişinin duygusal dengesi bozulur ve davranışları da bu yönde şekillenir. İşte Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), tam da bu noktada devreye girer. Amacı, kişinin kendi düşüncelerini fark etmesi, sorgulaması ve yerine daha gerçekçi, işlevsel düşünceler koyabilmesidir. Böylece, duygusal iyi oluş hali artırılır ve daha sağlıklı davranış kalıpları geliştirilir.